ANTİBİYOTİK DEYİP GEÇME !
- molekulix
- 14 Kas 2018
- 2 dakikada okunur
Antibiyotikler mikroorganizmalarda dahil olmak üzere canlıların gelişimini durduran ve ölümüne sebebiyet veren kimyasal maddelerdir. Terimsel anlamı ise canlılık karşıtı (anti;karşıt, bios;yaşam) olarak tanımlanmaktadır. Bu kimyasal madde 19. yüzyılın yarısında Pasteur ve Joubert tarafından keşfedilmiştir. Antibiyotikler insan ve hayvan hastalıklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Etki mekanizmalarına göre farklılık göstermesiyle birlikte, protein sentezini bloke etmek, hücre bütünlüğünü dejenere etmek, genetik materyal üzerinde bozunum yaratmak olup, temel mekanizması ise patojen organizmaya antimetabolitler üretmektir. Bu biyoaktif madde, canlıya enfekte olmuş olan patojen (hastalık yapan) organizmaların çoğalmalarını durdurarak veya ölümüne sebebiyet vererek yaşamına son vermektedir.
Günümüzde yeni yeni reçetelendirilme sistemine tabi tutulan antibiyotikler bilindikleri kadar masum değildir. Doktor kontrolünde belirli doz, süre ve endikasyona (tedavi yöntemi) tabi tutulmalıdır. Peki neden? Faydalı görünen bu ilaç neden kişi gözetiminde kullanılmamalıdır? Doktor tarafından verilen süre, doz ve endikasyon fayda zarar ilişkisi düşünülerek, hastanın maksimum yarar ve minumum zarar almış olacak şekilde tedavi sürecini tamamlamasını sağlar. Antibiyotiklerin gereksiz kullanımı bizleri hasta eden patojen organizmaların direnç kazanarak, antibiyotiğe duyarsız hale gelmesini sağlayabilir. Bu durumda mevcut ilaç işlevini kaybedebildiği gibi doz artırımına da gidilebilir. Bunun sonucunda antibiyotik direnci dediğimiz kavram ortaya çıkar ki ileride aynı patojen organizmanın üzerinde etkisini kaybetmesi ile de sonuçlanır. Bununla beraber canlılardaki mikrobiyota (bakteri, mantar vb. mikro düzeydeki organizmaların oluşturduğu topluluk.) üzerinde olumsuz etkileri mevcuttur. İnsan mikrobiyotasının büyük bir çoğunluğu deri, sindirim sistemi, genitoüriner sistem ve solunum sistemi üzerinde kolonizeleşmiştir. Mevcut koloniler normal şartlar altında insanlarla simbiyotik (karşılıklı fayda) ilişki kurmaktadır. Mikrobiyotayı değiştiren en temel etkenlerden bir tanesi antibiyotik kullanımıdır. Aşırı ve gereksiz antibiyotik kullanımı vücudunuzdaki patojenlerin direnç kazanması ile birlikte mevcut mikrobiyotayı değiştirebildiği gibi sindirim sistemi başta olmak üzere, sistemler üzerindeki hastalık patogenezinde etkilidir. Fakat antibiyotiğin gereksiz ve yanlış kullanımı sadece bununla sınırlı değildir. Organizma tarafından alınan antibiyotik metabolize olmadan atılımı sonucu dışkı vasıtasıyla toprağa ve yeraltı sularına karışabilmektedir. Bu durum ekolojik sistemi etkiler. Aynı zamanda toprağa ve suya karışmış olan antibiyotikler gıda ve su kaynakları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Son olarak Türkiye’deki ilaç harcamaları üzerinde antibiyotiklerin payı %15’leri aşmış olup ülke sağlık harcalamalarında önemli bir yer tutmaktadır. Buna bağlı olarak antibiyotiklerin fazladan ve uzman gözetiminin dışında kullanımı sağlık harcamalarına ayrılmış kaynaklarının tutumsuz ve gereksiz kullanımı demektir.
Siz siz olun, antibiyotik deyip geçmeyin ve ülkenizi, çevreyi, en çokta kendinizi düşünün. Çünkü bunları değiştirecek olan sizlersiniz.
-Gülçe ERGÜNEYT
Kaynaklar:
1. Bayram, N., Günay, İ., et al. (Mayıs, 2013). Evaluation of the Factors Affecting the Attitudes of the Parents Towards to Use of Antibiotics.
2. Yılmaz, K., & Altındiş, M. (Nisan, 2017). Sindirim Sistemi Mikrobiyotası ve Fekal Transplantasyon.
3. Topal, M., Şenel,G.U., Topal, E.I.A., & Öbek, E., (Kasım, 2015). Antibiyotikler ve Kullanım Alanları.
4. Seven, P., (2018) Turkiye Klinikleri Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Kitabı. Vol.4, Elazığ
Comments